Satürn ötesi gezegenler (Uranüs, Neptün, Pluto) devreye girdiğinde insan kendini çaresiz hissetmeye eğilimli olur. Kontrol sende değildir, hayat karşına gerçekten de aşamayacağını sandığın olaylar çıkarabilir. Fakat bu, “kaderin oyunu” ya da “talihsizlik” değildir. Evrenin sana vermek istediği bir mesaj vardır.Neptün etkisi başladığında hayatın sağlam sandığın parçaları çözülür. Kendinden, kimliğinden gerçekte ne istediğinden ve bildiklerinden emin olamazsın. Her şey sisli görünür, yönünü bulmak zorlaşır. Böyle bir dönemde zorla kontrol etmeye ya da yeni yapılar kurmaya çalışmak çoğunlukla boşa çıkar çünkü Neptün transiti bittikten sonra aslında bir yanılgı içinde olduğunu fark edebilirsin.Daha önce “hayatımın temeli” dediğin şeyler birden anlamını kaybedebilir. Ve çoğu zaman bu değişimi engelleyemezsin çünkü Neptün’ün etkisi, insanı kontrol dışı gelişen olaylarla karşılaştırabilir. Dış dünyada bunun yansımaları hayal kırıklıkları, aldatılma ya da gerçeklerden kaçmak için içkiye, bağımlılıklara, imkansız aşklara, toksik ilişkilere yönelme şeklinde olabilir.
Kalbini Açmak
Bu transitin etkisiyle kalbinin kapıları sonuna kadar açılır, içinde büyük bir aşk vardır. Nerdeyse kutsal bir aşk. Ve fakat bu açıklıkla birlikte her şey içeri girebilir. Sevgi, ilham ve şefkat girdiği gibi, başkalarının ihtiyaçları, beklentileri ve ağır duyguları da sana ulaşabilir. Kimi zaman senin olmayan yükleri taşıyabilirsin, kimi zaman da hayale kapılıp kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atabilirsin.
Ama bu aynı zamanda kalbinin genişlediği, derin bir duyarlılığın ortaya çıktığı bir dönemdir.
Neptün’ün gölgesinde kalan kişi, kendi kimliğini kaybederek başkalarının hayalleriyle yaşar ve kendine ait gerçekleri görmekten korkar.
En sağlıklı yol, zemin duygusunu yitirmeden sezgilerini dinlemek ve içten gelen işaretlere açık olmaktır.
Yıllardır çalıştığın şirket kapanır ve işsiz kalırsın. Bu ilk bakışta felaket gibi görünür. Oysa belki de sen çoktan oradan ayrılmalıydın ama cesaret edememiştin. Şirketin kapanışı, aslında seni özgürleştirir yeni bir yol açar.
Hayatını tamamen bir insana bağladıysan ve onu kaybettiğinde kendini yok olmuş gibi hissediyorsan, aslında bu senin yaşamını yanlış temeller üzerine kurduğunu gösterir. Partnerini kaybetmek ya da ayrılık gibi çok acı bir olay, seni en derinden sarsarken aynı zamanda daha önce hiç fark etmediğin yaratıcı bir yanını da açığa çıkarabilir. Normal şartlarda cesaret edemeyeceğin ya da aklına gelmeyecek bir şey, bu kayıp sayesinde seni yeniden hayata bağlayabilir.
Neptün bazı fedakârlıklar yapmayı ya da kim olduğunu düşündüğün kişiyi kaybetmeyi gerektirebilir. Bir zamanlar seni tanımlayan rollerin – çocuk, ebeveyn arkadaş ya da eş olma rolünün – kaybını yaşayabilirsin. Bu, bir boşluk, bir uçurum, bir eksiklik yaratır ve seni köksüz hissettirebilir.
İçinde sebebini bilmediğin bir huzursuzluk ve tatminsizlik olabilir. Bu durum seni hayallere fantezilere ve “keşke böyle olsaydı” düşüncelerine çekebilir. Fakat bu noktada hayallerin gerçeklikle uyumlu değildir. Çok kısa sürede çok fazla şey beklemek seni hayal kırıklığına sürükleyebilir.
Bu dönemde hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bu yüzden hiçbir şeyi olduğu haliyle kabul etme. Seni cezbeden ya da kafanı karıştıran şeylerin gelip geçmesine izin ver. Şu anda duygusal, zihinsel ya da maddi ne olursa olsun dikkatin kolayca dağılabilir ve karşına çıkan her şeye atılmaya hazır bir balık gibi olabilirsin. Ama dikkat et, ortada bir kanca olabilir.
Dürüst kalmak, saçma olana gülüp geçmek, olayları ya da insanları yönlendirmeye çalışmamak ve hayatın akışını yumuşak bir şekilde seyretmek bu geçiş döneminde seni batabileceğin kayalıklardan koruyacaktır.
Terapötik Deniz ve İnkarı Bırakmak
Neptün’ün sınavı çoğu zaman hüzünle gelir. Bu hüzün gri mavi bir deniz gibidir. Kimi zaman kasırga gibi insanı boğar, kimi zaman ufka doğru ağır ağır akan bir nehir gibi sessizce sarar.
Üzüntü fazla film izlemek, fazla şarkı dinlemek ya da fazla şiire gömülmek şeklinde ortaya çıkabilir. Ama bu bir kaçış değil, tam tersine bir yüzleşme biçimidir. Duyguların görünür olmasına ve kabul edilmesine hizmet eder.
Üzüntünün içine dalmak bazen kaybolmuşluk hissi yaratır. Fakat aynı zamanda terapötiktir. Çünkü insan gerçekleri inkâr etmeyi bıraktığında, kederin içinde bile şifayı bulmaya başlar.
Neptün Karesi ve İdealleştirme
İdealleştirme insan ruhunun en köklü savunma mekanizmalarından biridir ve çoğu zaman yaralı bir Neptün’ün göstergesidir. Bir kişiye, nesneye ya da hayata kusursuzluk atfederiz. Çünkü gerçek kaygılarımızla başa çıkmak için seçilmiş büyülü bir hikâyelere ihtiyacımız vardır. İdealleştirme kısa vadede bizi korur fakat uzun vadede tatminsizlik ve hayal kırıklığı yaratır.
İdeallerin çökmeye başlamasıyla, göz kamaştıran büyülü hikayeler giderek sorunların kaynağına dönüşür. Yönsüzlük, tatminsizlik, kaybolmuşluk hissi artar. O muhteşem ev bir türlü huzur vermez, o benzersiz ilişki beklentileri taşıyamaz, o müthiş başarı ruhunda boşluk bırakır. Ve çoğu zaman yine de onlardan vazgeçmek istemeyiz.
Neptün, hayallerimizi bir süre için sarhoş edici bir sığınak haline getirir. Ama Neptüniyen sığınaklar kalıcı değildir. Gerçek, kapıya dayandığında kaçınılmaz yüzleşme başlar
Satürn ile Karşılaşma: Sınırlar, Somatizasyon ve Zemin Duygusu
Neptün’ün sisinde kaybolduğunda Satürn devreye girer. Bazen bir terapist gibi bazen bir rehber gibi bazen de sana gerçekleri söylemeye gönüllü biri gibi çıkar karşına. Satürn, gerçekliğin duvarıdır. Sınırların, sorumluluğun ve emeğin sembolüdür. Neptün’ün dağılma eğilimi ancak Satürn’ün sağlamlığıyla dengelenebilir.
Bu süreçte çoğu kez duygusal sancı bedene yansır. Somatizasyon, yani ruhsal acının fiziksel belirtiye dönüşmesi, Neptün’ün tipik işaretlerinden biridir. Ayağında şişlik, cildinde bozulma, kemiklerinde ağrı hissedebilirsin. Hepsi duygularının beden üzerinden konuşma biçimidir.
Beden de ruhunun taşıyıcısı olarak sana “artık inkâr edemezsin” der.
Satürn-Neptün dönemleri çoğu zaman yalnızlık, yorgunluk, depresyon getirir ama aynı zamanda sanatsal üretimin kıvılcımını da taşır. Çünkü Neptün’ün rüyaları Satürn’ün ellerinde biçime kavuşur. İlham topraklanır, hayal ete kemiğe bürünür.
Cennet Burada
Neptün kare Neptün, en büyük yanılsamayı “cennetin hep başka yerde” olduğuna dair inancı yıkar.
“Keşke orası benim evim olsaydı o zaman mutlu olurdum… Keşke o kişi beni sevseydi o zaman huzurlu olurdum…” Bu döngü asla tamamlanmaz. Çünkü idealler gerçekleşse bile tatmin kısa sürer ve yerini hemen yeni bir özleme bırakır.
Gerçek cennet uzak hayallerde değil şimdiki anda gizlidir. Çocuğunun sana sarılması, bir kitabın seni anladığını hissettirmesi, bir şarkının seni boyutlar ötesine taşıması, kedinin mırıltısı ya da sevdiğinin kulağına fısıldadığı bir söz… Bunların her biri dünyadaki cennetlerden biridir.
Neptün’ün sınavı tam da budur, bulunduğun yerde cenneti görebilmek.
Kaynağa Dönüş
Bir yanda kaybedilmiş cennete duyulan nostalji, diğer yanda uzak gelecekte belki bir gün gelecek olan kusursuz birleşmenin özlemi… Bu his hepimizin içinde vardır. Fakat Neptün geçişleri sırasında bu duygu çok daha yoğun hissedilir.
Aşırı Neptün etkisinde olanların tehlikesi, bugünün gerçekliğini yaşayamayacak kadar büyülü vizyonlarda kaybolmaktır. Oysa Neptün’ün asıl çağrısı, ideali gerçekle buluşturmaktır. Ruh, madde içinde acı çekerek ama aynı zamanda orada dönüşerek kaynağına geri döner.
Vazgeçiş ve Bırakma
Neptün transitleri genellikle hayatımızdaki bazı şeylerden vazgeçmemizi ya da onları geride bırakmamızı ister. Bizim için çok önemli gördüğümüz insanlara veya şeylere ihtiyaç duyabiliriz ama evren ya da yüksek benlik dediğimiz şey bunları bize vermeyi reddeder. Bırakmayı öğrenmek, Neptün’ün en temel dersidir. Bazen bu süreçte zemin ayaklarımızın altından kayar. Güvendiğimiz ve alıştığımız yapılar dağılır ya da elimizden alınır. Kendimizi güçsüz ve hayatın merhametine kalmış hissederiz. Öyle ki, yaşananlardan olumlu bir şeyin doğabileceğini hayal etmek neredeyse imkânsızdır. Bir lanet gibi gelir. Fakat gerçekten bırakmayı öğrendiğimizde, içinden geçtiğimiz bu boşluktan yeni yollar ve yeni imkânlar doğar.
İnkarı bırak, zorlamayı bırak, oldurmaya çalışmayı bırak, kimseye değil sadece kendine teslim ol.
Cesaret ve Umutla
İlk kez HT Hayat’ta yayınlanmıştır Astrolojik Danışmanlık Hizmetleri hakkında bilgi almak için ziyaret edebilirsiniz.













