Doğum haritasında Bağımlılık ve Zaafların Göstergeleri

Astrolojide Bağımlılık ve Zaaflar

Her insanın irade göstermekte zorlandığı eğilimleri ve kontrol edemediği tarafları olabilir. Bir kişiye, olguya ve nesneye karşı zaaf geliştirebiliriz. Yaşamın acı gerçekleriyle yüzleşmesi, insanı zayıflıkları konusunda daha kırılgan ve savunmasız hale getirebilir.

Psikolojiye ve Astrolojiye ışık tutan Yunan Mitolojisine baktığımızda, sadece insanların değil, tanrıların da zayıflıkları olduğunu görürüz; Mesela Jüpiter’in zaafı ölümlü kadın ve erkeklere düşkünlüğüyken, eşi Juno’nun ki kıskançlıktır. Zamanın efendisi Satürn bile,  yegane zayıflığı olan iktidar sevdasına yenik düşerek, Jüpiter tarafından kandırılmıştır.  Tanrıların bütün sırlarına muktedir olan kurnaz Merkür, sırf eğlence için, insan ilişkilerinde manipülatif bir rol üstlenir. Zaafı gençlik ve aşk olan Venüs pek çok romantik macera yüzünden çıkmaza girer. Mars’ın zayıflığı ise hiddetidir. Yarı-tanrı ve şifacı olan Chiron ise kendi yarasını onamaz. Aslında bütün tanrıların ortak tek bir zaafı vardır; Ölümsüzlüklerini sürdürmek için tapınılmaya ihtiyaç duyarlar Ama zaaflar söz konusu olduğunda, mitolojideki hiçbir hikaye Achilles’in ki kadar etkileyici değildir.

Aşil’in Topuğu

Troya savaşıyla anılan, Aşil nam-ı diğer Akhilleus, kahramanlıklarıyla tanınan güçlü bir savaşçıdır. Doğduğu zaman, genç yaşta öleceğine kehanet edilmiştir. Bu kehanetin üzerine annesi bebek Aşil’i, Styx nehrinin büyülü sularına daldırarak bedenini ölümsüzleştirir. Ancak Aşil’i ayak bileğinden tutup yıkadığı için, sihirli sular bu bölgeye değmemiştir.  Böylece yarı – ölümsüzlük mertebesine erişen Aşil, hayatı boyunca pek çok zafer kazanacak ve sonunda topuğuna isabet eden zehirli bir mızrak nedeniyle hayata gözlerini yumacaktır.

Kendi zayıflığının farkında olan Aşil’in, hayatı boyunca yaşadığı korkuları hayal edip de, kendimize pay çıkarmamamız mümkün müdür? Aşil aslında ölümlü olduğunu bildiği halde, sanki inadına kendini savaş meydanlarına atmış, defalarca ölümle yüz yüze gelmiştir. Hepimiz, kırılgan bedenlerimize rağmen, hiç ölmeyecekmişiz gibi hissederiz, ama bizi yere yıkacak olan zayıflıklarımızı da bilir, çoğu zaman inkar ederek herkesten gizlemek isteriz.

Duygusal Defo

Zayıf olduğumuz konuda zaaf geliştirmeye eğilim gösteririz. İnsanın en zayıf taraflarından biri, içinde tamamlanmayı bekleyen yoksunluk duygusudur. Bizi eksik olduğumuz yerden yakalayıp doyuran duygular, beynimizin haz noktalarını uyaran şeyler, önce zaafımız sonra, alışkanlığımız en son raddede bağımlılığımız haline gelebilirler. Akla gelen her şey hazzın öznesi olabilir; Sevgili, yemek, içki, kumar, cinsellik, prestij, aile, maneviyat, TV, internet, seyahat vs. kısacası, haz almayı severiz çünkü zevk ve keyif veren şeyler,  ruhumuzun açlığını bir süreliğine de olsa dindirirler. Zamanla, bizi tatmin ettiğini düşündüğümüz tek bir şeye bütün ruhani beklentimizi odaklarsak, hazzın öznesi olan bu şey bizi kontrol etmeye başlar;  Vazgeçemediğimiz şeyin kölesi olduğumuz ve kendimize saygımızı yitirdiğimiz aşamalarda kızgın, çelişkili, takıntılı ve üzgün insanlar haline gelebiliriz.

Zaafları ya da zayıflıkları olmayan bir insandan bahsetmek mümkün değildir. En basitinden daha doğduğumuz anda karanlığa, derinliğe ve yılana karşı DNA’larımıza işlemiş bir korku hissederiz. Korku nasıl ki hayatta kalmak için gerekliyse, zaaflarımız da, kendimizi sınamak, kişiliğimizi şekillendirmek ve irade kazanmamız için gereklidir.

Astrolojik Göstergeleri

Bütün gezegenleri bağımlılıkla ilişkilendirebiliriz. Ama bağımlılığın özünü gösteren, öncelikle incelenmesi gereken tek bir yer vardır; Ay. İkinci sırayı ise Neptün alır.

*Ay her hangi bir duygu, insan ya da objeyle sarhoş olmaya meyillidir; Bunlar içki, uyuşturucu, alışveriş, sigara, yemek, kumar, sevgili ya da para olabilir. Ay, kendinde olmayan bir şeyi özlemektir. Doğum haritalarında Ay’ın yerleşimi, doymayı bekleyen ve beslemeye ihtiyaç duyduğumuz en derin ve kırılgan taraflarımızdır. Alışkanlıklarımızdır Ay. Bu nedenle bağımlılığın da temel prensibidir.

*Köşe evlerde yerleşen, Ay ve Güneş’e kavuşum, kare, karşıt gibi negatif açılar yapan bir Neptün, gezegenlerin 12. Evde ya da Balık burcunda yoğunluk göstermesi, madde bağımlılığını vurgular. Neptün ve Ay arasındaki olumsuz ilişkiler, kişinin hassas biri olduğunu ve duygusal sorunlarını çözmekte zorlandığını gösterebilir. Neptün gerçeklerle yüzleşmekten sakınan tarafımızdır. Neptün gerçeklerden kaçıştır ve kaçmak bile bir alışkanlığa dönüşebilir.

*Haritada Satürn’ün bulunduğu burç ve ev, korkularımızın kaynağını ve zayıflıklarımızı göstermektedir. Satürn haritada, Aşil’in topuğudur. Özellikle Ay’a negatif açılar yapan Satürn, dışarıdan almaya ihtiyaç duyulan duygusal gereksinimleri bir hayli vurgular. Düşünceleri sürekli meşgul eden gelecek endişesi ve kendini aşırı eleştirmek demek olabilir. İnsanı çıkışı bulamadığı bir ruh haline sıkıştırabilir. Kurallara sadık olmanın ya da bir alışkanlığa hapsolmanın getirisi bağımlılıkları da temsil edebilir.

*Jüpiter genişletmek ve büyütmekle ilgili olduğundan, haritadaki yerleşimi bağımlılığın aşırı taraflarının neye odaklı olduğunu açıklayabilir.

*Haz veren şeyler Venüs yöneticiliğindedir. Venüs haritalarda bize en çok nelerin zevk verdiğini gösterir.

*Mars ve Plüton bağımlılığın ya da obsesyonun yan etkileridir;  Bağımlı olan kişinin, kendisine ve çevresine müptelası olduğu şey yüzünden, yapacağı eziyeti ve yıkıcı enerjiyi açıklayabilirler.

* Plüton haritada zararlı ya da hassas bir yerleşimdeyse, özellikle Ay’a ve Güneş’e kavuşum, kare ya da karşıt açı yapıyorsa, alışkanlıkları, saplantılara ve aşırı uçlardaki bağımlılıklara dönüştürebilir.

*1. ve 6. Evler fiziksel zayıflıklarımızı, rutin alışkanlıklarımızı temsil ederken, 8. ve 12. Evler saplantı derecesinde ve tehlikeli alışkanlıklarla ilgili bulunabilir.

Ünlü Madde Bağımlıları

Uyuşturucu nedeniyle yaşamını yitiren Amy Winehouse’un haritasında Ay Neptün kavuşumu vardır. Uyuşturucu ve sigara kullandığı bilinen John Lennon’ın haritasında Ay Satürn’e kare, Plüton’a karşıt konumdadır; Mars ve Neptün’ü de kavuşumdadır. David Bowie’nin haritasında Ay Satürn ve Plüton’la birleşmektedir.

Ünlü alkolik Diana Ross’un haritasında Ay Plüton ve Ay jüpiter karesi vardır. Mars Neptün’e ve Güneş’ine kare yapar. Günde 50 sigara içtiği kayıtlara geçen Coco Chanel’in Ay’ı Balıktadır, Satürn’le kare açısı vardır.

Seks bağımlısı olan Michael Douglas’ın Ay’ı Oğlak’ta yerleşmiştir. Terazi Güneş’le kavuşan Neptün, zararlı yerleşimdeki Ay’ı partil kareler.

35 yaşında ağrı kesicilerin ve uyku haplarının bağımlısı olan Elizabeth Taylor’ın haritasında Neptün, Balıktaki Ay, Güneş ve Merkür’üne karşıt açı yapmaktadır.

Ay/Neptün ilişkilerinin hassasiyet verdiğini söylemiştim. Aynı kişilerden yaratıcı ve orijinal sanatçıların çıkması şaşırtıcı değildir. Zira derin duygularımızı ve karmaşık hislerimizi bir şekilde ifade etme ihtiyacı duymasaydık, sanat da varolmazdı. Zayıflığımız aynı zamanda en güçlü olduğumuz, ilham aldığımız yerdir.

Son olarak…

Bağımlılıkların özünde, varolan acıdan uzaklaşmak için, keyif veren şeylere sığınmak ihtiyacı vardır. Bizi üzen, reddedilme, kaybetme, yargılanma, istenmeme, yetersizlik, değişim, kontrolü kaybetme – ya da ismini siz koyun – benzeri kaygılarla uzlaşmakta zorlanırız. Tüm bu negatif endişeler, insana kendisini yalnız hissettiren, içindeki yoksunluk duygusunu anımsatan hisler, çoğu zaman kişiliğimizi yanlış değerlendirmemize neden olurlar.

Kimi zaman duygusal defolar gibi algılarız aklımızı çelen şeyleri. Aldanıyor olmamız, insan olduğumuzu gösterir ve yaşamımızın en unutulmaz anları, zaaflarımızın çevresinde şekillenirler. En büyük sınavlarımızı zayıf olduğumuz yerden veririz.

Eğer sorununuzu, onu oluşturan aynı şartlar ve yöntemlerle çözmeye çalışır, probleminizi farklı yönlerden ele almaz ve değişime direnirseniz, zaaflarınız derinleşir ve onulmaz yaralara dönüşebilirler. Zayıflık, korku, alışkanlık ve bağımlılık arasındaki sınırlar belirsizleşebilir ve tamamen kaybolduğunuzu hissedebilirsiniz.

Size zarar verdiğini düşündüğünüz bir alışkanlığınızdan kurtulmak, mesela diyete başlamak, sigarayı ya da alkolü bırakmak için Satürn’ün 12, 1, 6. Ve 8. Evdeki transit zamanlarını, yine Satürn, Plüton ve Uranüs’ün doğum haritanızdaki Ay ve Güneş’e olumlu açılar yaptıkları dönemlerini değerlendirebilirsiniz.

Klasik astrolojide, Venüs  (hazlar) 12. Evin yöneticisidir. Satürn’ün 12. Evde yücelmesi manidardır; Bağımlılıklarda zehirli bir rol oynayan Satürn, aynı zamanda bağımlılıklardan kurtulmamız için gereken disiplin, yani panzehirdir. Satürn, bağımlılıklardan özgürleşmenin en önemli parçasının zamanla kazanılan bilgelik ve irade olduğunu gözler önüne serer.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar